Bisikletçi ve Bisikletli arasındaki fark...

Bisikletçinin ben olmadığım kesinlik kazandı, benden olsa olsa bisikletli olur... Nedeni aşağıda:) 

3-4 gün önce Twitter'da tesadüfen rastladığım bir retweet sonucu dün Bisiklet Gezgini ile tanıştım ve düzenledikleri Kadınca Pedallama turuna katıldım. Kadıköy İDO iskelesi önünde buluşupönce Bostancı'ya kadar bisikletlerimizle sahilden pedalladık, sonra Çiftehavuzlar'daki bence harika dükkanda kahvaltı ettik. Daha önce hiç tanımadığım 7 kadınla şu ara içinde en yoğun olarak bulunduğum çoluk çocuk mevzularından başka yerlere sürüklendim...

Pek de bi güzel oldu... Biraz da üniversite zamanlarımı hatırladım nedense :)

Bu bisiklet mevzusu aslında bir bakıma çok kolay ve bir o kadar da detaylıymış onu fark ettim...

Önce kendi süper (!) deneyimimi anlatayım:

- Saat 08:45'te Kadıköy'de buluşulacağı düşünülerek evden 08:15'te  İpek, Mert ve Kerem'e "bye byeeeeee" denilerek hızla çıkılır. 

- Kadıköy İDO'ya bisikletle en kolay gitme yolunun nedense Kızıltoprak- Fenerbahçe Stadı arkası- Moda- Kadıköy Anadolu &St, Joseph 'in bulunduğu araç yolu olduğu düşünülerek yola çıkılır ve bu güzargah takip edilir!

- Kadıköy Andolu önüne gelindiğinde en son 7 sene önce bisiklete binmiş Zeynep, yokuşu çıkamayarak bisikleti yürüyerek sürer!!!!

- Neyse ki Bahariye Caddesi'nin bitiş noktasına denk gelinen yerde rıhtıma doğru güzel bir eğim bulunmaktadır,kendini bisiklet üzerine tekrar konumlandıran Zeynep rahat rahat İDO iskelesine sürer.

- Grupla buluşulur ve yola çıkılır... İlk şok! Moda sahil yolunda bisiklet yolunu kullanmak Kadıköy'e gelirken Zeynep'in aklına neden gelmemiştir!!!! Acaba araba kullanmaktan uyuşan bir beyinle mi karşı karşıyayızdır!!!!

- Moda ve Yoğurtçu Parkı geçilir, Kurbağalı Dere'nin etrafından dönülerek sahil yoluna ve bisiklet yoluna tekrar sapılır ve rahat düüüüüz bir yolda keyifle pedallanır.... Taaaa ki Fenerbahçe Orduevi'nin duvarlarına kadar!! Burası ne zaman bu derece eğimli oldu acaba diye düşünen Zeynep grubun en arkasında kalır ama sağolsun Bisiklet Gezgincileri onu yalnız bırakmaz :) O yokuş sonrası sahil yoluna tekrar girişle sıkı bir "ohhhh" çekilir, lakin bisiklete en son 7sene önce binmiş, spor namına pek bir şey yapmamakta olan Zeynep, kendince zorlu (!!!!) parkur sonrası Bostancı'ya kadar gidebilse de dönüşte Çiftehavuzlar'a nasıl varabilmiştir, sonra oradan Eve nasıl gelebilmiştir bu bir merak konusu olabilir... Kerem'in "seni bir yerlerden toplayalım istersen" davetini kibar bir dille "hayır!" diyerek geri çevirmiştir!

Benim tüm hamlığıma rağmen çok keyifli bir bisiklet turuydu (Bostancı- Çiftehavuzlar kısmını pek hatırlayamasam da)!!!! Hele sonrasındaki kahvaltı, sohbet bir başka güzeldi... 

Tabii yaşadığım ikinci şok kahvaltıda meydana geldi... Meğerse bu turu duyuran ve Bisiklet Gezgini adlı dükkanın ortaklarından Seçil ve Başak bisikletle dünyayı geziyorlarmış... (Benim durum içler acısı, Kadıköy- Bostancı arası yorgunluktan yere yapışacak ben ve gezginler... Sadece Seçil'le Başak da değil, diğer katılımcılar da 'gezgin'! )Yine, kurumsal hayatı bırakıp kendi isteklerinin peşinde olan bir başka kadın hikayesini, bu kez farklı bir alandan dinledim. Çok da etkileyiciydi. Gökova turunu, Basmakçı'yı, Tayland turunu, Fas'ı mutlaka dinlemek lazım :) 

Dün ben bisikletin ne büyük bir keyif olduğunu, nasıl bir yaşam şekli haline dönüşebildiğini, Açık Radyo'da çok keyifli bir program olduğunu ve adının Şeytan Arabası olduğunu, Türkiye'de bir yıl içinde pek çok organize bisiklet turunun yapıldığını, İstanbul bisiklet film festivali olduğunu (ve bunun çok yakın bir tarihte gerçekleşmiş olduğunu), Bisiklet Gezgini'nin gezi, söyleşi gibi ne kadar çok etkinlik düzenlediğini, sele seçiminin ne kadar önemli :)))) olduğunu ve daha peeeeeek çok şey öğrendim...

Her ay yapmayı planladıkları (en azından şimdilik) sahil yolu turlarına gitmeyi çok istiyorum. Hayatta öğrenilecek pek çok şey var, hayatta keyif alabileceğimiz pek çok şey var... Dün için çok teşekkürler Bisiklet Gezgini :)

*fotoğraflar Bisiklet Gezgini'nin Facebook sayfasından alınmıştır.